Visit Art.com for Van Gogh paintings

Vincent van Gogh Galerisi Anasayfasına dön

Zamandizin

Aşağıdaki zamandizin Van Gogh'un hayatındaki önemli olayları yansıtmak için oluşturulmuştur, asla tam ve eksiksiz bir doküman olarak algılanmamalıdır.

1853 Vincent van Gogh 30 Mart'ta Hollanda'nın Groot-Zundert kasabasında, Theodorus van Gogh (1822-1885) ve Anna Cornelia née Carbentus'un (1819-1907) çocukları olarak dünyaya gelir.
1857 1 Mayıs'ta Vincent'ın erkek kardeşi Theo dünyaya gelir.
1862 Zundert'te yaşarken, Vincent ilk çizimlerini yapmaya başlar.
1864 Vincent Zevenbergen'de okul hayatına başlar ve Frasızca, İngilizce ve Almanca öğrenir.
1869 Okulu bitirince, Paris'li bir sanat ticareti şirketi olan Goupil & Cie'nin Hague'daki şubesinde, amcası Vincent'ın (Amca "Cent") yanında çalışmaya başlar. Bir yandan da sıklıkla Hague'daki müzeleri ziyaret eder.
1872 Vincent ve erkek kardeşi Theo çok iyi iki dostturlar. Ömür boyu sürecek ve de bizlerin bugün Vincent'ın iç dünyası, duyguları ve düşünceleri hakkında fikir sahibi olabilmemize olanak sağlayan mektuplaşmaları başlar.
1873 Vincent Goupil & Cie'nin Londra şubesine geçer. Londra'daki galerileri ve müzeleri gezerek bilgisini ve dağarcığını geliştirir. Bu sırada Ursula Loyer tarafından işletilen bir pansiyonda kalır. Uzun yıllar boyu, Vincent'ın Bayan Loyer'in kızı Eugeine'ye aşık olduğu düşünülmüştür. Halbuki, yeni bulgular Vincent'ın aslında Van Gogh ailesinin Hollanda'da yaşayan dostları Caroline Haanebeek'e aşık olduğunu gösterir. Vincent'ın duyguları karşılıksız kalır.
1874 Vincent Goupil & Cie'deki görevine pek ilgi göstermez ve şirketin Paris şubesine gönderilir. Ancak yıl sonunda Londra'ya geri döner.
1875 Vincent'ın Goupil & Cie'de gösterdiği performans zamanla azalmaya başlar, bu da kendisini İncil çalışmalarına adamaya başladığı döneme denk gelir.
1876 İlkbaharda görevinden istifa ettikten sonra, küçük bir yatılı okulda ders vermek için İngiltere'nin Ramsgate bölgesine gider. Aynı yıl Vincent öğretmen olarak yeni bir iş bulur ve Rahip T.Slade Jones'un yardımcısı olur. 29 Ekim'de ilk Pazar vaazını verir. Vincent'ın dini coşkunluğu ve şevki bir yandan artarken, akli ve fiziki sağlığı bozulmaya başlar.
1877 Vincent İngiltere'den ayrılır ve Dordrecht'te bir kitapçıda geçici bir iş bulur. Ancak Goupil & Cie'deki işinde olduğu gibi, burada da işine çok motive değildir ve çalışma arkadaşları ile müşterilere rahatsız edici şekilde yıpratıcı davranır. Daha sonra Amsterdam'da dini eğitim almaya başlar.
1878 Vincent'ın dini öğrenimi sona erer, fakat dini bir bir kariyer sürdürmek isteğinde olduğundan, bir kömür madeni bölgesi olan Belçika'nın Borinage bölgesine gider. Yaşam koşulları hem Vincent hem de maden işçileri için son derece kötüdür (bu umutsuz ve kederli atmosfer hakkında fikir edinmek için Vincent'ın o dönemki çizimlerine bakılabilir). Vincent zamanını işçilere İncil'den bölümler okuyarak, yoksulluk içinde geçirir.
1879 Borinage'daki işi devam etmektedir. Vincent tüm enerjisini madencilere yardım etmeye adamıştır--kendi giyeceklerini ve giysilerini bie onlara verir. Bu saf ve yüce duyguları amirlerinin hoşuna gitmez, aşırıya kaçtığını düşünürler. Görevinden alınır ve Vincent bunu takiben başarısız olduğu düşüncesiyle bunalıma girer.

Daha sonra Cuesmes'ye gider ve benzer şekilde madencilere yardım etmeyi sürdürür. Ancak o sıralarda, yoğun dini duyguları kaybolmaya ve resme olan ilgisi kendini göstermeye başlar.

1880 Vincent'ın yaşamında bir dönüm noktası. Dine olan ilgisi biter ve kendisini tamamen madencilerle yoksulluk içinde kıvranan dokumacıları çizmeye verir. Theo Vincent'a ömrünün sonuna kadar sürecek olan maddi yardıma başlar. Brüksel Akademisi'nde anatomi ve perspektif dersleri alır.
1881 Vincent Etten'de Theo'yu ziyaret eder. Aynı yıl, Kee olarak bilinen kuzeni Cornelia Adriana Vos-Stricker tarafından reddedilir. Bu olay karşısında harap olur, ancak bu süre içinde sanatsal çalışmalarını da sürdürür. Kendisine suluboya tekniğini gösterecek olan ressam Anton Mauve (1838-1888) ile zaman geçirir. Kee olayı akıl sağlığının tekrar bozulmasına yol açar ve diğer yandan babasıyla da arası bozulmaya başlar.
1882 Vincent, Sien olarak bilinen Clasina Maria Hoornik ile tanışır ve birlikte yaşamaya başlarlar. Sien, beş yaşında bir kızı olan bir fahişedir ve o sırada bir başka çocuğa hamiledir. Dostlarıyla (ressamlar Jan Hendrik Weissenbruch ve George Hendrik Breitner) birlikte resim çalışmalarını sürdürürken, Vincent'ın sağlığı bozulur ve belsoğukluğu teşhisi ile hastaneye kaldırılır ve orada üç hafta kalır. Taburcu olunca, yağlıboya tekniğini denemeye başlar, manzara resimleri yaptığı gibi Sien ve yeni doğan bebeğini de model olarak kullanır.
1883 Vincent Sien ile bir yılı aşan birlikteliklerini sonlandırır ve kendisini tamemen resme verir. Kuzey Hollanda'daki Drenthe bölgesine gider ve oranın kasvetli manzarası ile tarlada çalışan köylülerin resimlerini yapar. Daha sonra Nuenen'deki anne-babasının yanına gider. Küçük bir atölye kurar ve Theo'nun maddi yardımını almayı sürdürür.
1884 Çalışmalarını sürdürürken, diğer yandan komşularının kızı Margot Begemann ile bir ilişki başlar. Her iki aile de evlilik planlarına karşı çıkar ve bunun üzerine Margot kendisini zehirlemeye kalkışır. İlişkilerinin sona ermesi Vincent'ı derinden etkiler, fakat çalışmalarını sürdürür. Dericilikle uğraşan sanat meraklısı Anton C. Kerssemakers (1846-1926) ile dostluk kurar; zamanın büyük bir bölümünü birlikte geçirirler, sanat üzerine tartışırlar, müzeleri gezerler.
1885 Babasının Mart ayındaki ölümünden sonra Vincent çalışmaya tekrar başlar ve ilk önemli eseri olarak kabul edilen Patates Yiyenler'i yapar. Paletine daha fazla renk alarak yeni denemelere girişir, bir yandan da Japon ağaç baskılarına büyük bir ilgi duymaya başlar.
1886 Resim üzerine biraz daha öğrenim görmek isteyen Vincent, bazı resimlerini Antwerp Akademisi'ne gönderir ve başlangıç sınıfına kabul edilir. Ancak bekleneceği gibi, kendisini Akademi ortamında rahat hissetmez ve ayrılır. Aynı yıl Paris'e taşınır ve Theo ile birlikte yaşamaya başlar.

Paris' taşındıktan sonra, Cormon (1845-1924) ile onun atölyesinde çalışmaya başlar. Vincent'ı etkileyen, aldığı eğitimden çok, birlikte ders aldığı diğer arkadaşlarıdır: John Russell (1858-1931), Henri de Toulouse-Lautrec (1864-1901) ve Emile Bernard (1868-1941). Aynı yıl, o sırada Boussod & Valadon için Monmartre'da bir sanat galerisi idaresi işiyle uğraşan Theo sayesinde Claude Monet, Pierre-Auguste Renoir, Camille Pissarro, Edgar Degas ve Georges Seurat gibi ünlü empresyonistlerin eserleri ile tanışır. Bu ressamların eserleri Vincent'ı, özellikle de renk kullanımını derinden etkiler. Aynı yıl içinde ressam Paul Gauguin ile dostluk kurar. Bu dostluk, ileride hem Vincent'ın hem de Gauguin'in hayatında bir dönüm noktasına dönüşecek gelgitli bir ilişki olacaktır.

1887 Yıl boyunca çalışmalarını Paris'te sürdürür. Bernard ve Gauguin ile dışarıda buluşup sanat üzerine uzun tartışmalara girerler. Yıl boyunca, Japon stili de dahil olmak üzere yeni tarzlar dener.
1888 Van Gogh'un yaşamında bir dönüm noktası. Şubat ayında Paris'ten ayrılarak güneydeki Arles'a gider. Başlarda kötü kış hava koşulları dışarıda çalışmasına engel olsa da, ilkbaharın gelmesiyle birlikte yeni çiçek açan Provence manzaralarını resmetmeye başlar. Nihayet, içinde resim yapabileceği ve kurmayı umut ettiği ressamlar birliğine ev sahipliği yapmasını hayal ettiği "Sarı Ev"e taşınır. Bu dönemde Vincent hayli üretkendir, çok sayıda deniz kıyısı manzarası (Saintes-Maries-de-la-Mer'de) ve ünlü portrelerinin pek çoğunu (Postacı, Joseph Roulin ve ailesi) üretmiştir.

Yıl boyunca Vincent en iyi eserlerini yapmaya devam eder. Kendisine ressamlar birliğinin kurulmasında yardımcı olacağını umduğu arkadaşı Gauguin'in de yanına gelmesini sabırsızlıkla bekler. Gauguin nihayet Ekim ayında gelir ve Vincent'ın "Sarı Ev"ine onunla birlikte yerleşir. Sanat üzerine hararetli tartışmalar yaptıkları ve bazı açılardan gerginlikler içeren bir dönem olmasına rağmen, bu dönem aynı zamanda bu ikili çok üretken olmuştur. Havalar kötüleştikçe ilişkileri de kötüleşir, ve en sonunda Vincent'ın Gauguin'in üzerine jiletle saldırdığının sanıldığı 23 Aralık'ta ipler tamamen kopar. Saldırısının başarısız olmasının hemen ardından, mantığını yitiren Vincent kendi sol kulağını keser. Daha sonra kestiği parçayı gazete kağıdına sarıp, kendisinin de ziyaretçisi olduğu yerel genelevdeki bir fahişeye takdim eder. Daha sonra hastaneye kaldırılır ve kısa süre sonra Theo Paris'ten gelerek Vincent'ın bakımı için planlar yapmaya başlar.

1889 Vincent yeni yılın başlangıcıyla birlikte düzelmeye başlar ve 7 Ocak'ta Arles'daki hastaneden taburcu edilir. Yılın ilk dönemlerinde akıl sağlığı oldukça kararsızdır. Kimi zaman son derece sakin ve sessiz iken, diğer zamanlar halüsinasyonların ve sanrıların girdabındadır. "Sarı Ev"de kesintili olsa da çalışmayı sürdürür, ancak akli dengesizliklerinin sıklığının artması karşısında, Theo'nun da desteğiyle Saint-Rémy-de-Provence'daki Saint Paul-de-Mausole akıl hastanesine yatmaya karar verir.

Fırsat buldukça Vincent hastanede manzara resimleri (ünlü zeytin ve selvi serileri) yapmayı sürdürür, ancak ataklar geldiğinde (kendi boyalarını yiyerek kendisini zehirlemeye kalkıştığı gibi) mecburen ara verir. Bu ataklar çoğunlukla dışarıda açık havadayken geldiğinden, içeriye kapanır ve sevdiği diğer ressamların eserlerinin yorumlarını yapmaya başlar (özellikle Millet ve Delacroix).

İlginçtir ki, Vincent'ın akıl sağlığının yıl boyunca gittikçe kötüleşmesine rağmen, diğer yandan resimleri nihayet sanat çevrelerinden övgüler almaya başlar. Rhone Nehri üzerinde yıldızlı gece ve İrisler resimleri Eylül ayında Salon des Indépendants'da sergilenir, Kasım ayında da Belçikalı ressam grubu Les XX'in sekreteri Octave Maus'dan (1856-1919) altı resminin sergilenmesi için davet alır.

Vincent tekrar açık havada çalışmaya başlar, ancak yine kendisini zehirlemeye çalıştığı en kötü ataklarından bir tanesi yüzünden bu yarım kalır ve tekrar gözetim altına alınır.

1890 1890 da bir önceki yıl gibi başlar, Vincent hem iyileşme hem de kötüleşme belirtileri gösterir. Daha önce olduğu gibi, kendini iyi hissetikçe çalışmaya devam eder, eserleri de yaşamının bu son zamanlarında daha çok bilinir hale gelmiştir. 31 Ocak'ta Theo ve karısı Jo'nun Vincent Willem adını verdikleri bir oğulları olur. Şubatta gerçekleşen ve iki ay süren ciddi bir krizden sonra, Van Gogh'un Theo'nun yakınlarına taşınması ve Dr. Gachet'nin gözetimine girmesinin uygun olacağına karar verilir. Vincent bu amaçla Paris'e döndüğünde çok daha sağlıklıdır (uzun süredir hastalıklarla boğuşan kardeşi Theo'dan da iyi durumdadır). Mayıs'ta Paris'in kuzey-batısındaki Auvers-sur-Oise'da Dr. Gachet'nin gözetimine giren Vincent, orada büyük bir iştahla tekrar resim yapmaya koyulur ve ömrünün kalan son iki ayı boyunca 80'den fazla resim üretir.

Haziran: Vincent bir yandan en iyi resimlerini yaparken, diğer yandan da sağlığı belirgin şekilde düzelme gösterir. Dr. Gachet Vincent'ın tamamen iyileştiğini düşünür, ve bu arada Vincent kardeşi Theo, Jo ve de yeğeniyle birlikte keyifli zamanlar geçirir. Bu tablo Vincent'ın nihayet mutluluğa kavuştuğu anlamında yorumlanabilir.

Temmuz: Vincent'ın durumu düzeldikçe, Theo'nun durumu kötüye gitmeye başlamıştır. Bir yandan maddi sıkıntılarla uğraşırken, diğer yandan küçük oğlunun yeni başgösteren ciddi hastalığından ötürü morali oldukça bozuktur. Vincent Theo'yu 6 Temmuzda ziyaret eder ve haline çok üzülür. İlerleyen haftalarda tekrar çalışmaya döner, ancak bir anda tekrar akıl sağlığı bozulmaya başlar. Bunda Theo'nun tüm sıkıntılarının sebebinin kendisi olduğunu düşünmesinin de payı oldukça fazladır. 27 Temmuz'da bir yürüyüşe çıkar ve kendi göğsüne bir tabanca ile ateş eder. O halde eve dönmeyi başarır, ancak durumdan kimseye haber vermez. Sonunda Vincent odasında yatağa yığılmış şekilde bulunur ve hemen bir doktor çağırılır. Kurşun çıkartılamaz ve Theo'ya hemen haber verilir.

Vincent'ın son saatleri de son iki yılı gibidir--büyük ızdırap ve sakinlik arasında gelgitler. İntihar teşebbüsünden sonra Vincent kalan kısa zamanını, Theo'nun yanıbaşında yatakta doğrulup pipo içerek geçirir. Ölümüne yakın Theo yatağa oturur ve Vincent'ın başını kollarının arasına beşik gibi alır. Vincent "Keşke bu halde ölebilsem." der.

Vincent 29 Temmuz sabahı erken saatlerde hayatını kaybeder. Cenaze töreni de kısa sürede yapılır ve tabutu çok sevdiği ayçiçekleri ile sarmalanır.

1891 Theo ağabeyinin ölümünün etkisinden hiçbir zaman kurtulamaz ve sağlığı da gittikçe bozulur. 25 Ocak'ta Utrecht'te ölür.
1914 Theo'nun naaşı mezarından çıkarılarak Auvers-sur-Oise'da yatmakta olan Vincent'ın yanına gömülür.
1960 Vincent Willem van Gogh, ikinci karısı, üç çocuğu ve Hollanda hükümetini temsilen bir resmi yetkiliden oluşan bir kurul liderliğinde Vincent van Gogh Vakfı kurulur. Vakfın kuruluş amacı, ailenin himayesinde olan çok sayıdaki eserin korunması ve de yalnızca bu koleksiyona ev sahipliği yapacak bir müzenin kurulmasıdır.
1962 Vincent van Gogh Vakfı, Van Gogh ailesinin de onayı ve yardımları ile birlikte resimleri V.W. van Gogh'tan satın alır. Hollanda Parlamentosu teklifi onaylayan bir kararı yasalaştırır ve 21 Temmuz'da Vincent van Gogh Vakfı ile Hollanda Devleti arasında resmi anlaşma imzalanır.
1973 Van Gogh Müzesi 2 Haziran'da açılır. Müzede Vincent'ın yüzlerce resminin yanısıra çok büyük bir mektup ve belge arşivi de saklanmaktadır.
1990 30 Mart - 29 Temmuz: Vincent'ın ölümünün yüzüncü yılında, Van Gogh Müzesi'nde 120'den fazla resmin olduğu bir sergi açılır.
15 Mayıs: Vincent van Gogh sadece bir tek resim satabilmişti, Kırmızı üzüm bağı, ancak bu tarihte Dr. Gachet'nin portresi Christie's de düzenlenen bir müzayedede 82.5 milyon dolara, bir resme ödenen en yüksek paraya satılır.
14 Kasım: Vincent'ın karakalem-mürekkep harmanlaması, Çiçekli bahçe Christie's de bir başka müzayedede, bir çizime o güne kadar ödenen en yüksek para olan 8.36 milyon dolara satılır.
1990 -
günümüz
Vincent van Gogh hakkında sayısız eser basılmakta, ve internet ve CD-ROM lar gibi yeni teknolojiler Vincent'ın yaşamının ve eserlerinin öyküsünü yeni nesillerin meraklılarına aktarmaktadır.


(Türkçe tercüme: Inanc Taskiran)
Van Gogh Yaşamöyküsü sayfasına dön

Van Gogh Galerisi Anasayfasına dön